17 Nisan 2008 Perşembe

Cehaletin şivesi

Başlığa bakıp aldanmamak gerek şive dediysem bu bildiğiniz şivelerden değil. Bu ülkede her bölgeden her şehirden çoğunluğun ortak dilinden bahsediyorum. Yani cahilliğin şivesinden; artık kendini saklamak gereği duymayan, cehaletini sergilemeyi doğallık ve özgürlük olarak sayanların şivesinden. Cahilliğin şivesi Egelinin, Karadenizlinin, İç Anadolunun ya da Güneydoğulu'nun şivesi değildir. Uluslar, etnik kökenler ve sınıflar üstü bir şivedir cahilliğin şivesi ki gücü de buradan gelir. O, Türkiye'de bütün dil ve şivelerden daha güçlü ve yaygındır. Cehaletin şivesi, belli bir ekonomik sınıfa da ait değildir hatta bazen zenginleştikçe cahil, zenginleşir şivesi de.
Bilmediğini biliyormuş gibi gerinerek ve gevrek bir biçimde anlatmak, şivenin ayırdeden en önemli özelliğidir.
Kendi içinde de ayrımlar taşır cehaletin şivesi. Mesela sokak cehaletinin şivesinde cümle başlarına ve sonlarına, gevrekçe uzatılmış birer "yaaav" eklenir genelde. Sokak cahili, uzun yıllar geride kalmanın şimdiyse topluma hakim olmanın gücüyle genellikle bağırarak konuşur, özellikle şivenin bazı erkek kullanıcıları, bir yandan gevrek ve yaydıkları konuşmalarını sürdürürken bir yandan hemcins arkadaşlarına el şakaları yaparak yerli yersiz güler ve arada bir etrafını süzerek bu davranışlarının çevredekilerce görüldüğünden emin olmak isterler. Bu şivenin en yaygın öğretildiği yer devletin liseleridir. Bakınız:




Cehaletin şivesinin bir başka görünümü ise ısrarla kendini kanıtlamak ister. Genellikle toplumun üst ekonomik sınıflarında yer alan ya da üst ekonomik sınıflarına çıkma çabasındaki kişilerde rastlanan bu şivede, ingilizce bilse de bilmese de kişi, amerikan aksanıyla konuşmaya gayret eder. Kelime sonları yayılır, fırsat bulundukça, ingilizce bir iki kelime araya serpiştirilir. Bu iş biraz zorlama yapıldığı için ne yazık ki genellikle bir türlü kelime doğru yere isabet ettirilemez ama şivenin özelliklerinden biri de budur zaten. Sosyetik ve entel cehalet şivelerinde kişi sürekli konuşarak şivesini ne kadar güzel kullandığını göstermeye çalışır, konuşurken de boş bakışlarını karşısındakinin gözlerine diker. Cümlelerin sonunda da karşısındakinden onay bekler şekilde ağzını beş altı saniye açık tutarak boş boş bakar işte böyle:




Yukarıda sayılan kategorideki cehalet şivesini daha iyi anlamak için birkaç örnek daha vermek istiyorum. Nitekim bu şive, içlerinde en eğlenceli ve aynı zamanda en nefretlik olandır:





Ve işte en sonuncu kategori, ve en tehlikeli şive kullanıcıları. Bunların, konuşmalarında şive çok zor farkedilir. Fark edebilmek için çok iyi bir gözlemci olmak gerekir. Düzgün ve kesintisiz cümleler kuran bu kesim, kendinden oldukça emindir. Bu eminliğin en büyük dayanağı ise dinleyenlerin nasıl olsa alkışlayacağına ve kendisiyle aynı cehalet düzeyinde olduğuna duyulan büyük inançtır. Gerçi çoğunlukla bu çok da yerinde bir inançtır ya neyse. Aşağıdaki video, bu şivenin çok değerli bir kullanıcısına aittir ve kendisi halkla bütünleşmelerinde şiveye çok ciddi katkılarda bulunmuştur:




Faydalı olmuş olması dileğiyle.... Copyright © Olcay PINAR

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok güzel olmuş.

monos-una dedi ki...

cehaletin yüzü aydınlıktır. gün ışığındadır. her an elle tutabilir yüzünü okşayabilir ve yükseğe taşıyabilirsin. keşke bilgi de öyle olsa...keşke tabu yaratan "aydınlar"ın karanlığından kurtulabilsek...

Adsız dedi ki...

güzel bir yazı dizisi, çift kutuplu dünya tek kutuplu olduğundan beri ilk defa bu kadar bölündük allah sonumuzu hayır etsin:)))

Adsız dedi ki...

valla çok güzel olmuş olcay ellerine sağlık:)

gülru