25 Nisan 2008 Cuma

Çık aradan, çık

CHP'nin afişlerini gördünüz mü? Ben büroya gelirken yolda gördüm, doğrusu günüm şenlendi. Vay be CHP sonunda uzun süredir kendisine yönelen "Yeterli muhalefet yapamıyor" eleştirisine kökten çözüm bulmuş. Siyasi mücadelesini zafere götürecek, anahtar sloganı sonunda ortaya çıkarmış... İşteee o müthiş, o insanı yüreğinden yakalayan helal olsun dedirten slogan:
"DEVLET DE BİZİM, MİLLET DE BİZİM, DİN DE BİZİM...ÇIK ARADAN."
"Heyyyt be" demek istiyorum ya da "Allah iyiliğinizi versin" de diyebilirim. Kararsız kaldım doğrusu... Aslında bu "Çık Aradan" süper bir slogan. Toplumun bütün ekonomik, sosyal çöküntüsünü açıklayan, çözüm bulan bir slogan, öyle değil mi? Hatta şarkısı da güzel olur bunun:
"Çık çık çık çık çık; çık aradan çıık,
Çık çık çık çık çık, çık aradan çıık"
gibi mesela. Hatta seçim döneminde de Baykal, arkada delegelerle kürsüde bunun dansını da yapabilir, lambada gibi tutar vallahi.
İki adım sağa: çık çık çık çık çık, iki adım sola çık aradan çıık....
Ama ben diğer sloganı tutmadım. Neydi?: "Ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün." Ben Mevlana'ya katılmıyorum bu düşüncesinde, bazı kimselerin oldukları gibi görünmeleri hiç hoşunuza gitmeyebilir nitekim... Ama bu halkın yaralarına derman olan insanüstü atılımı için kutluyorum CHP'yi. Elbet, "Çık aradan" sözünün muhatapları, gereken mesajı alıp hemen aradan çıkmak için gerekli hazırlıklara başlamışlardır.
Şaka bir yana en çok merak ettiğim şey şu: CHP, bu sloganları bulmaları için birilerine para ödüyor mu, yoksa Baykal kendisi mi buluyor bunları. "Kendisi buluyor" deyin lütfen. En azından tutumlu oldukları için el emeği göz nuru sloganla idare ediyorlar işte, naapsınlar diyebilirim ben de...
Diğer yandan, millet meclisinde hatırı sayılır sandalyeye sahip ana muhalefet partisinin, siyasi mücadelesini rakibinin aradan çıkmasına bağlaması da ayrı bir ilginçlik. CHP Genel Merkezi şehirden biraz uzak olduğundan CHP milletvekillerinin büyük bir kısmı da Çankaya ya da Angora'da oturduğundan milletle münasebetinde parazitlenme yaşaması normal sayılabilir elbette.
Bu arada AKP'nin halkla belli bir yakınlık sağladığı aşikar ama unutmayın vampirler de muhataplarıyla oldukça samimi dakikalar yaşarlar ama amacın adamın boynunu sevgiyle öpmek olmadığı da herkesçe malumdur. Bu nedenle halkla bu tür bir yakınlığı kutsallaştırmamakta fayda var.
Sonuç olarak, bu ülke tarihinin en işsiz, ekonomik açıdan en durgun dönemlerinden birini yaşarken, kredi kartı borcu olmayan Allah'ın bir kulu kalmamışken muhalefetini parazitlenme düzeyinden yukarı çıkaramayan CHP'ye helal olsun demekten başka bir şey kalmıyor yapacak.
CHP bir afişteki sloganında da şöyle diyor: "Sorulacak hesabımız yok, soracak hesabımız çok." İlginç... Madem soracak çok hesap var, acaba bunlar vadeli hesap da CHP vadeyi bozdurmak istemediğinden mi sürekli laiklik meselesiyle idare etmeye çalışıyor? Laiklik gibi hayati bir meseleyi bile muhalefetinizin tek mevzuu haline getirdiğinizde içini nasıl boşaltacağınızın muntazam örneğidir, CHP muhalefeti. Sonunda işte afişlere "Din de bizim" diye ağlak bir slogan yazma noktasına gelirsiniz böyle.
Belki de uzun yıllar devlet partisi olan CHP'nin halkla arasında oluşan parazitlenme için rakibini suçlaması normaldir. CHP'nin Baykal'a alternatif olarak çıkara çıkara o kadar yılda Mustafa Sarıgül'ü çıkarabildiği düşünülürse normal galiba. -Bu arada kişisel bir merak: Sarıgül'ün yüzünde botoks mu var acaba? Neden öyle şaşkın şaşkın bakıyor ve ağız kenarları yanaklarına iğnelenmiş gibi duruyor?-
Neyse, yine de günümü neşelendirdiği için CHP'ye teşekkür etmeliyim. Artık bütün gün bu şarkıyı söyleyeceğim: "Çık çık çık çık çık, çık aradan çıııııkkkkkk"
Olcay PINAR

Hiç yorum yok: