28 Kasım 2010 Pazar

Kaybolmak...

Bazen kendimi kaybolmuş hissettiğim zamanlar oluyor. Doğruyla yanlış arasında, doğal olanla olması gereken arasında... Doğruluğundan emin olduğum bir yolda ilerlerken şüpheye düştüğüm anlar oluyor: "Gerçekten doğru yolda mıyım yoksa yolda yürürken doğrularım şekil değiştirdiği için artık doğru ile yanlışı ayırt edemez durumda mıyım?"

Bir süredir kendimi akıntıya bırakmış, eylemsizlik halinin insanı ele geçiren büyüsüne kendimi bırakmış durumdayım. Tek yaptığım şey beklemek... Şimdiyse biraz yorgunum sanırım, eylemsizlik yorar mı insanı? Yoruyor, hatta daha fazla yoruyor. Akıntı sürüklerken oraya buraya çarpıyor insanın bedenini, yüzmekten daha fazla örseleyici, kendini akıntıya bırakmak.

Farkındayım ki yazdıklarımdan anlam çıkarmak zor biraz. Yazarken fark ettim ki; bu kez sadece kendim için yazdım, aklımı toparlayabilmek için kaybolmadığımı kendime kanıtlayabilmek için.

Not: Yukarıda yazdıklarımın kasvetli havası yanıltmasın ama. Şu sıralar olabildiğince iyiyim, aklım arada bir karışsa da biliyorum ki yaşamak da böyle bir şey işte...