20 Eylül 2011 Salı

Soru...

Kaybolmak korkusu kurtarır mı insanı kaybolmaktan?? Tıpkı soğuğun ölümü tatlı bir uykuyla getirmesi gibi öyle kolay ki insanın kendini tatlı bir uykuya bırakması. Masum, usulca gelen, güvenli, tatlı uyku...Korkuyorum biraz...Burada daha çok hissediyorum uykunun insanların çevresini sarışını. Uyku, sokaklarda insanların arasında uçuşan bir hayalet gibi. Görüyorum ve korkuyorum her yanımdan geçişinde. Bazen öyle yakınlaşıyor ki bana, nefesini hissediyorum; o zaman anlıyorum ki gözlerim ağırlaşmakta, görüşüm daralmakta... Direniyorum, kapatmıyorum gözlerimi. Uyanık insanları arıyor gözlerim ama en uyanık görünen bile bazen öyle derin bir uykuda oluyor ki... Şimdilik sadece korkuma inanıyorum, korkumun beni kurtaracağına..Sahi kaybolmak korkusu kurtarır mı insanı kaybolmaktan??


7 Eylül 2011 Çarşamba

İstanbul...

İstanbul'daki hayatımın dördüncü günü... Yeni işyerimin penceresinden Galata Köprüsü'nü ve denizi görüyorum, pencereden bağırsam köprüdeki biri sesimi duyabilir. Öylesine yakınım denize... Ben bile bu kadarını hayal edemezdim sanırım. Pencereden manzarayı izlerken, boğazı geçerken, haliçi izlerken korkuyla karışık bir keyif alıyorum. Alışmak korkusu bu... Bir gün sahip olduğunu sanmak ve gözünün önündekinin değerini yitirmek korkusu... Korkuyorum çünkü biliyorum ki insanlar sahip olduklarını sandıklarında ellerindeki güzelliği kaybetmek yolunda ilk adımı atarlar. Sahip olmaya direnmek gerek o yüzden.

Gözlerim gördüklerime alışmasın istiyorum, koca binaların içine sıkışmış ufacık apartmanı gördüğümde(ufacıktan kastım iki kişinin yan yana ayakta duramayacağı kadar ufacık, daracık), Balat'ta cadde üzerinde bir binanın duvar dibinde, hiç beklenmedik bir yerde duvara iliştirilmiş üzerinde "1960- su içilebilir" tabelası asılı musluğu gördüğümde ya da şehrin en işlek yerlerinden birinde çift yönlü trafiğin ortasında, orta refujde tek başına öylece duran belki yüzlerce yıllık terk edilmiş yıkıntıyı gördüğümde şu an hissettiğim heyecan hep sürsün istiyorum. Bazı anlar kendi kendime "Keşke gözlerimi paylaşabilseydim ve uzaktaki sevdiklerim de şu an benim gördüklerimi görebilseydi" diyorum.

İstanbul'la ilgili bir sürü şey var. Bir sürü istek... Ama sanırım en çok da ben ona sahip olmamakta direnirken İstanbul da ona ait olmadığımı bilsin ve bana hoyrat davranmasın istiyorum...