5 Mayıs 2009 Salı

Zamanın Akışı

Az önce geldim eve. Kendimi yalnız ve mutsuz hissettiğim günlerden biri. Gerçi mutsuzluk da denmez buna ama daha çok kafa karışıklığı belki. Yaşamın bana sundukları ve sunabilecekleriyle ilgili bir kafa karışıklığı. Belki de günlerdir yağan yağmurun beni sürüklediği kasvetli ruh halidir şu anın nedeni. Belki de son günlerde Pavese'nin müthiş karamsarlığına maruz kalmamdır neden. 
Haftasonu İstanbul'daydım. Burgaz'a gittik dostlarla, bisiklete bindik... Müthiş dinginliğin eşliğinde deniz kıyısında çayımızı yudumladık. Ben "Böyle hayatlar da var işte" dedim, denize bakarken... Bütün hayatımı Burgaz'da bu anın içinde geçirebilirim diye düşündüm kendi kendime. Mutluluk böyle bir şey olmalı...
"Zamanın akışı": Son yıllarda kendi kendime bu iki kelimeyi takrarlarken yakalanıyorum. Zamanın akışı... Nereden çıktığını bilmediğim bu iki kelime, en hazırlıksız anlarımda yalnızken yakalıyor beni. İçimden tekrarlıyorum: Zamanın akışı.... Zamanın akışı...


2 yorum:

Murat Fehmi Pınar dedi ki...

Çok güzel bir yazı. İyi bir anneler günü hediyesi. Umarım ilerde kızım da benim için böyle bir yazı yazar.

Toplumcu dedi ki...

Zamanın akışyı suyun akışına benzer mi ?


Hamiş: "Su akar Türk bakar"