13 Eylül 2010 Pazartesi

Sekerekten Cortazar...

Tamam, itiraf ediyorum kütüphaneye iade etmem gereken kitapları epeyce bir geciktirdim; yani "epeyce" derken kelimeyi gerçek anlamında kullanıyorum. Bir kez geciktirince uzadı gitti, utancımdan kargoyla göndermeyi bile düşündüm kitapları. Hatta "bir arkadaş" yalanına başvurup kendimi temize çıkarmayı da düşündüm. Neyse sonuçta bugün iade edebildim, mahcubiyetimden kitapların yanında kendi kitaplığımdan üç kitabı da kütüphaneye hediye ettim. Peki, tamam en gözde kitaplarım değildi hediye ettiklerim ama üstüme gelmeyin artık :)

Kütüphanenin vicdani yükünden kurtulunca bir rahatlama geldi bana. Hemen bu akşam niyet ettim Cortazar'ın Seksek'ini okumaya. Cortazar'ın tekinsiz edebiyatının çekiciliğine kapılmamak zor benim için. Seksek acayip bir kitap, aslında tek kitap içinde iki kitap. Cortazar okuyucuya iki seçenek sunuyor, isterseniz efendi efendi okumaya baştan başlayıp 56. bölüme kadar okuyorsunuz ve roman bitiyor ya da Cortazar'ın sizin için hazırladığı bölüm sıralamasına uyarak okuyorsunuz bu kez başka bir romanla karşılaşıyorsunuz. Muhtemelen ben pek çok Cortazar okuyucusu gibi meraktan her iki yöntemle de okuyacağım kitabı. Heyecanlandım şimdi fena halde :)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

ben de heyecanlandım...hemen alınacak okunacak:)armagan