3 Nisan 2012 Salı

Bir "an" ve kelimeler...

Bir keresinde arkadaşlarla sinema ve edebiyat üzerine bir tartışma yaptığımızı, hayatı görüntülerle anlatmanın tartışılmaz üstünlüğünü savunan arkadaşıma karşı edebiyatın ve kelimelerin insanın başını döndüren büyüsünün ve zihnimizin sınırları belirlenemeyecek ölçüde geniş canlandırma gücünün yanında yer aldığımı hatırlıyorum. O zaman da kelimelerin gücüne inancım ve hayranlığım en az bugünkü kadar büyüktü. Tartışma sırasında "Issız bir adaya gönderilsem ve yanıma sadece bir sanat dalı alabileceğim söylense ben edebiyatı seçerim" dediğimi hatırlıyorum, elbette bu seçimin biraz da kişisel zevklere bağlı olduğunu kabul ederek... Evet, kelimelerin gücüne inanıyorum ama bugün yaşadığım bir an bu inancımın sarsılmasına neden oldu. Sadece birkaç saniye... Sadece bir an...

O anı kelimelere dökmek bana öyle zor hatta imkansız göründü ki... Belki bir film içinde bile yaşadığım andaki anlamını bulamazdı o "an". Yine de o birkaç saniyeyi anlatmayı deneyeceğim size. Kelimelerin kifayetli olmasını dileyerek...

"Yer, İstanbul Gaziosmanpaşa... Ara sokaklardan caddelere zikzaklar çizerek adliyeye doğru ilerleyen taksinin içinde sokakları ve insanları izleyen bir kadın... Radyoda hamileyken kendisini aldatan kocası için uygun bir şarkı isteyen biri... Kadın camdan dışarı bakmaya devam ediyor birden o adamı görüyor. Saçı başı birbirinde, yüzü kirden kapkara olan kırk yaşlarında bir evsiz, muhtemelen bir şarapçı... Caddeye bakan dükkanlardan birine sırtını dayamış... Dükkan boş olmalı, camları pislik içinde.. Adam öylece dururken yavaşça cama dönüyor ve ağır ağır cama yapışmış toz birikintisinin üzerine parmağıyla bir şey çiziyor. Üstü başı pislik içinde, hırpani kılıklı, tenha bir sokakta karşınıza çıktığında tedirgin olup yolunuzu değiştireceğiniz bu adam o pis cama parmağıyla bir KALP çiziyor... Kadın yüzünü cama yapıştırıp hızla uzaklaşan taksiye rağmen daha fazla şey görmeye çalışıyor ama çabalamak yararsız. Adam gözden kayboluyor ve kadın, bu birkaç saniyeyi ve o adamı yaşamı boyunca hatırlayacağını hissediyor."

Hiç yorum yok: