7 Mart 2011 Pazartesi

Belki...

Bazen arkadaşlara rastlıyorum neden eskisi kadar sık yazmadığımı soruyorlar. Geçiştiriyorum çoğunlukla. Ne anlatmalıyım ki onlara içimde biriken karanlığı paylaşmayı sevmediğimi mi anlatmalıyım? Çok fazla karanlık... Dışımda büyüyen karanlık nefes almayı kessem bile burun deliklerimden içime sızıyor. Karanlık gözlerime ulaştığında ise görebildiğim tek şey karanlık oluyor. Etrafta olan bitenler biz tamamen ayırdında olmasak da soluduğumuz havanın giderek ağırlaşmasına neden oluyor, çocukluğumdan hatırladığım bazı kasvetli gecelerin ağırlığı gibi. Gece yarısı boş bir sokağı perdeyi hafifçe aralayıp tedirgince izlemenin ağırlığı gibi... Dediğim gibi içimde biriken karanlığı paylaşmayı sevmiyorum sanki hiç nefes almasam, kendi içimde kasveti boğacakmışım gibi.

Son zamanlarda çoğunlukla arkeoloji üzerine okuyorum. Sanırım içinde bulunduğum gerilimden biraz olsun kurtarıyor beni. Gelecek için umudu insanlığın geçmişinde aramak... Bence yeterince anlamlı.

Dün Hititler'in kendilerini "Bin Tanrılı" olarak tanımladıklarını öğrendim mesela. İşgal ettikleri ülkelerin tanrılarına da inanırmış Hititler, onların öfkelerini üzerlerine çekmektense onları da tanrılarından sayıveriyorlarmış. Böylece zamanla öyle kalabalıklaşmış ki tanrı kataloğu, kendileri bile işin içinden çıkamaz hale gelmişler. Yine de kendi tanrılarını başkalarına kabul ettirmek için insanları kesip biçmekten daha iyi bir yolmuş gibi geldi bana. Sizce de öyle değil mi??

Bu arada Ankara da bir zamanlar Hitit İmparatorluğu sınırları içinde olduğuna göre belki tam da şu an bulunduğum yerde 4000 yıl önce Hititli bir hemşehrimin aynı benim gibi endişeli gözlerle gökyüzünü izlediğini hayal ederek uyuyabilirim bu gece. Belki o da aynı kasveti paylaşmıştır benimle, mutlak başka başka nedenlerdendir kader arkadaşlığımız ama olsun yine de aynıdır çekilen iç sıkıntısı. Garip ama şimdiden daha iyi hissettim kendimi...

1 yorum:

Murat Fehmi Pınar dedi ki...

"Bazıları ıstırabın varlığını güneşi göstererek reddeder. Bense ıstırabı göstererek güneşi reddediyorum." Franz K.