13 Aralık 2009 Pazar

Panait Istrati


Romen yazar Panait Istrati'nin(1884-1935) Akdeniz isimli kitabı elimde ve aşağıdaki satırları okuyunca onu da "dünyada sevilecek insanlar" listeme yerleştiriyorum hemen:

Akdeniz- Oda Yayınları (Türkçesi- E. Murat Cengiz)- sayfa 18:

"Kuşkusuz, bütün bu yeni tıraşlı ve güzel yolluklar giymiş beyler, beyazın baskın olduğu ve arada, bir kırmızının, bir mavinin, bir yeşilin göz alıcı bir güneş altında çiğ renkleriyle yüreğe işlediği ipek giyitler içinde gönül çeken bütün bu güzel kadınlar; sonra martı kümelerince izlenen ve denizin sonsuzluğu içinde yitmiş gemimizi saran masal havası... Evet, bütün bunlar beni hayran bırakıyor. Güzeli, kadını, yoğun hayatı seviyorum. Bu insanları ve mutluluklarını kıskanmıyorum, ama benim ilintili olduğum dünyayla, onun yoksulluğunun bir yaşama örneği olması gerektiğini de söylemiyorum. Yeğleme hakkım olsaydı, refahı yoksulluğa yeğlerdim.

Ama yine de bugün dünyanın neredeyse her yanında egemenlik sürüp, bir azınlığın mutluluğu için tek koşul olan korkunç yoksulluğun göbeğinde görkemli bir hayatın mutluluğu olabileceğine aklım yatmıyor. Eğer rahat bir hayata kavuşmam sadece bu şartla mümkün olacaksa, kendi yoksulluğumu yeğlerim. Başkalarının yıkımı yanında, bana üzerinde mutluluk sunacakları altın tepsiyi hemen yere fırlatırım. Benim hayat görüşüm bu açıkçası. Eğer bir gün bu konudaki yargım değişecek olursa, o zaman ben aşağılık bir adam olurum. O zaman bana hain desinler ve boynuma ilmiği geçirsinler.

Görüldüğü gibi benimki toplumsal bir kuram değil, onur duygusu. Birincisi bireysel mutluluğa el verir, ikincisi, hayır! Asla. Ruhu incitir bu. Eh, nihayet, dürüst olmanın, vicdanı her türlü yalandan arındırmış olmanın yüz çeşidi yok ya! Ah, her önüne gelenin gözlerinin içine bakarak şöyle diyebilmek ona: Sana tek kuruş borcum yok! Çekil git, benim utanmaz kardeşim! Ha masadaki şu kara ekmekte gözün varsa, al! Ama gönlüme dokunma!"

1 yorum:

Sabahat Sercan Pınar dedi ki...

Panait İstrati'nin ARKADAŞ isimli kitabını, seneler önce okuduğumda çok mutlu olmuştum. Ancak böyle arkadaşlıklar nerede bulunur? Hayat derinliğini yitirdi,yüzeyselleşti. Bu yüzden biz kendimizle bile arkadaş değiliz artık.