
Her şey birkaç hafta önce başladı. Bu musibet önce avukat arkadaşlarımdan Selen'in kapısını çaldı. Ben çok önemsemedim doğrusu. Sonra başka bir avukat arkadaşım Arzu'nun gmail notunu gördüm. O da aynı musibetin peşinde olduğunu söylüyordu. Tesadüf olduğunu düşündüm. Ama sonra işte ben de ayaklanmanın kurbanları arasındayım. Belki bu yazıyı okuduğunuzda siz de elinizle yanağınızı tutuyor, ufluyor olacaksınız. Sakın tesadüf olduğunu düşünmeyin.
Evet dostlar, 20 yaş dişlerinin organize bir biçimde harekete geçtiğine dair ciddi şüphelerim var. Karşımızda insan türünü hayatından bezdirerek ortadan kaldırmayı amaçlayan saf kötülüğe dayalı bir hareket var. Ağrı içinde kıvranarak uykusuz geçirdiğim gecelerde düşünecek çok vaktim oldu ve parçaları birleştirince bu sonuca ulaştım. Yıllardır ağzımda sessiz sedasız duran şey, sanki gizli bir merkezden emir almışçasına galeyana geldi, beni kıvrandırıyor. Etrafımdaki bu kadar insanın aynı zamanda acılar içinde kıvranmasının bir tesadüf olduğuna kimse inandıramaz beni. Şimdilik ne yapacağımı bilmiyorum, antibiyotik ve ağrı kesicilerle anlaşma sağlama yoluna başvurdum. Ancak kesin üstünlük sahibi olduğunun farkında olan muhatabım bana mısın demiyor.
Bu arada aklımdan Yiğit Bulut'u bulup kafasını ağzımın içine sokmak geçiyor. Hani evrim saçmalıktır falan diyordu ya gelsin onu acılar içindeki bana anlatsın. Gerçi kendisi yürüyen Ego Balonu olduğundan yakalamam zor olabilir. Denildiğinde göre egosunun şişikliği sayesinde suda batmıyor, yerde de ayda yürür gibi havalanarak yürüyormuş. Ben diyenlerin yalancısıyım.