5 Aralık 2010 Pazar

Detoks...

Efenim, bir süredir internet sosyalitesi açısından kendime detoks uygulamaktayım. Facebook hesabımı belirsiz bir süre için dondurdum, twitter hesabımın küllerini de sonsuzluğa savurdum. Açıkçası bünyeye iyi geliyor tavsiye ediyorum. Özellikle Facebook konusunda arada bir arınmanın sayısız faydası var ( sayısız kelimesini olur da "Ne faydası var? O zaman faydalarını say" dersiniz diye önlem olarak kullandım, "Sayısız işte kardeşim, nesini sayayım?" deyip yırtabilmek için. Nitekim cidden bir faydası var mı emin değilim)

Her neyse en azından kendimi bağımlı gibi hissetmiyorum bir aydır ve biliyor musunuz Facebook yok diye eksik ya da asosyal de hissetmiyorum. Belki yine dönerim ama şimdilik detoksa devam..(Bu arada Facebook'tan ayrılmak sevgiliden ayrılmaktan daha zor onu da belirteyim. Hesabınızı dondurmak istediğinizde önce ahiret sorularıyla karşılaşıyorsunuz.

Ayrılma nedeni (Zorunlu):
  • Sadece bir süreliğine. Geri döneceğim.
  • Facebook'u yararlı bulmuyorum.
  • Facebook'u nasıl kullanacağımı anlamadım.
  • Başka bir Facebook hesabım var.
  • Facebook'dan çok fazla e-posta, davetiye ve istek alıyorum.
  • Facebook kullanırken kendimi güvende hissetmiyorum.
  • Gizlilik konusunda endişelerim var.
  • Facebook'ta çok fazla zaman harcıyorum.
  • Diğer
Lütfen biraz daha bilgi ver:


Çeşitli seçenekler var verdiğiniz cevaba göre Facebook ısrarlı biçimde ikna çabasına girişiyor. Mesela "Vaktimi alıyor o yüzden ayrılıyorum" mu dediniz. Hemen Facebook'u adam gibi kullanmak için yardımcı olabileceklerini söylüyorlar. En ürkütücüsü ise son aşamaya geldiğinizde üstte listenizdeki arkadaşlarınızın resimleri beliriyor ve altında da "Ayşe seni çok özleyecek" "Veli seni çok özleyecek" gibi acayip ikna çabalarıyla karşılaşıyorsunuz. Artık biraz daha direnirseniz tehditlerle karşılaşabileceğiniz korkusuyla devam etmeniz gerekiyor. Hesabımı sadece dondurdum tamamen kapatınca ne yapıyorlar bilmiyorum ama ısrarlara kulak asmazsanız son aşamada Facebook'tan ağır küfürler yiyerek uğurlanabileceğinize dair endişelerim var.

Yalnız facebook olmayınca dinlediğim güzel şeyleri paylaşabileceğim ortam sıkıntısı çektiğimi de kabul etmem lazım. Paylaşamamanın sıkıntısını yaşarken kendi kendime "Blogum ne güne duruyor" deyip hemen buraya geldim. Bu hafta orada burada kulağıma çalınan ve gönlümü çalan ilk zat-ı muhterem Zaz. Ekşi sözlükte aslen Cezayirli olduğu rivayet edilen ve internette hakkında pek de bilgi bulunmayan Zaz'dan geliyor ilk şarkımız.






Kulağıma çalınan ikinci şarkı ise Kimbra'dan. Gelecek vadeden 20 yaşındaki kızımız, Avustralyalı. İftiharla sunuyorum:






Sonuncusu da bizden gelsin. Geçen gün televizyonda annemle izledik Flört'ün videosunu. Ben beğendim annem daha çok beğendi. Eğlenceliler gerçekten üstelik iyi müzik de yapıyorlar bence. Dinleyenler vardır zaten dinlemeyenler buyursun:

(Not: Birileri dailymotion'u da mahkeme kararıyla kapattırır ve benim bloga koyduğum bu bağlantılar da güme giderse ve yine kendi kendine olmayan müzik videoları hakkında konuşan deli blogger durumuna düşürülürsem bu kez çok ağır sözler geçireceğim içimden bu da biline)